Bu yazı Otoban Dergisi’nin Eylül 2018 sayısında yayınlanmıştır.
Otomotiv sektöründe neler oluyor ?
İlk olarak, yılbaşından bugüne EUR kuru % 50’nin üzerinde değer kazandı ve bunun % 30 – % 35’lik kısmı araç fiyatlarına yansıdı. Yani TL üzerindeki bu baskı devam ederse eski maliyetli sıfır araç stokları bittikçe araç fiyatları artmaya devam edecek.
İkinci olarak; artan fiyatlara ek olarak silindir hacmi ve vergisiz satış tutarlarına göre belirlenen ÖTV oranlarının etkisiyle tüketiciye araçlar kur etkisinin de üzerinde mal olabiliyor.
Üçüncü ve en etkin değişim ise sektörün bankacılık sektörü ile ilişkisinde gerçekleşti;
- Artan para maliyeti, tüketicinin alım gücünü sıfırladı (tüketicinin aylık geliri, aylık sıfır araç taksitini karşılayamaz hale geldi),
- güven istiyor,
- kaliteyi ucuza almak istiyor,
- sıfır araç alım anındaki kadar olmasa da garanti istiyor,
- sağlıklı ekspertiz hizmeti istiyor,
- satış sonrasında, uygun fiyatla hizmet istiyor,
- avantajlı ve yalın kredi paketleri ile ikinci el araç alabilmek istiyor,
- kullandığı aracını rahatça ve değerinde satabilmek istiyor
- Bankaların kredi kullandırmada tüketiciyi değerlendirme kriterleri tüketici aleyhine sıkılaştırıldı, tabiri caizse aylık geliri mevcut koşullarda araç kredi taksitini ödemeye yeten gerçek kişinin kredisi ise 2018 Ocak ayında onaylanırken, 2018 Ekim ayında çok zor onaylanıyor veya onaylanmıyor.
Sonuç olarak; ÖTV oranları Eylül ayında artan kurların etkisiyle güncellendi, ancak sektörün satış hacminde etkisinin oldukça kısıtlı olduğunu geçtiğimiz günlerde gözlemledik.
İçinde bulunduğumuz ekonomik koşullar; yetkili satıcıların son yıllarda yavaş yavaş önem vermeye başladığı ikinci el pazarına, konsantre olunmasında ve bu pazarda da oyuncu olunmasında aslında ne kadar geç kaldıkları tokadını bizlere oldukça sert attı.
Peki şimdi ne olacak ?
İşin sırrı aşağıdaki tabloda;
Motorlu Kara Taşıt Sayısı | ||||
Otomobil | Gelişim | Kamyonet | Gelişim | |
1994 | 2.861.640 | 374.473 | ||
2004 | 5.400.440 | % 89 | 1.259.867 | % 106 |
2014 | 9.857.915 | % 83 | 3.062.479 | % 94 |
2017 | 12.035.978 | % 22 | 3.642.625 | % 21 |
veriler www.tuik.gov.tr adresinden temin edilmiştir.
Toplam park 1994 yılında 3.236.113 adet iken, neredeyse her on yılda bir trafikteki araç adedi kendini ikiye katlayarak büyümüş ve 2014 yılında 12.920.394 adete ulaşmış. Hali hazırda nihai kullanıcıya doğrudan yapıldığı öngörülen yıllık ikinci el araç satışının 2.500.000 – 3.000.000 adet civarında olduğu öngörülüyor. Buradan yetkili satıcı ağının aldığı paya ilişkin resmi bir istatistik olmamakla birlikte iyi ihtimalle %10’u aşamayacağı kanaatindeyim (*). Yani, yetkili satıcıların hizmet kalitesini yansıtarak alım gücü düşen perakende müşteriler ile ticari ilişkilerini geliştirebileceği muhteşem bir pazar sektörü bekliyor.
(*) 950.000 (Yıllık ortalama sıfır araç satışı) * %20 (ortalama takas oranı) = 190.000 adet
190.000 + 60.000 (sıfır araçtan bağımsız ikinci el ticareti) = 250.000 adet
Yukarıdaki istatistikler herhangi bir kaynağa dayanmayıp, varsayımdır.
Önümüzdeki aylarda ekonomik dengelerde ciddi bir iyileşme olmazsa sıfır araç ticaretinin hacim kaybedeceği sektörümüzde , oluşacak ticari boşluk sektörün oyuncularının ikinci el pazarında daha konsantre ve hacimli çalışması ile bir nebze yaralarını sarabilir.
Müşterinin her türlü mobilite/hareketlilik ihtiyacının karşılanabileceği bir plazada öncelikle neleri sunmam gerekir ?
Perspektifimizi, ikinci el kullanıcısı yönünde değiştirir ve alıcıya odaklanırsak. Alıcı ne istiyor ?
- Güven istiyor,
- Kaliteyi ucuza almak istiyor,
- Sıfır araç alım anındaki kadar olmasa da garanti istiyor,
- Sağlıklı ekspertiz hizmeti istiyor,
- Satış sonrasında, uygun fiyatla hizmet istiyor,
- Avantajlı ve yalın kredi paketleri ile ikinci el araç alabilmek istiyor,
- Kullandığı aracını rahatça ve değerinde satabilmek istiyor
yetkili satıcı sistemi; sıfır araç alımında sunulan hizmetleri neden ikinci el müşterilerine yeter kadar sunmuyor,
- Farklı bir teslimat deneyimi,
- Test sürüşü yapabilme imkanı,
- Kasko ile korunmuş orijinal parça ile onarım hakkı,
- Aldığı her türlü hizmetin garantili olması,
- Arabasının lastik değişimi v.b. streslerin yönetimi,
- İkinci el müşterisinin memnuniyetine odaklanmak …
Bu soruları ve daha fazlasını yanıtlayıp, aksiyonlarını alanlar pazarda fark yaratacak ve başkaca müşteri odaklı dokunuşları plaza da üretenler otomotiv sektörünün içerisine girdiği sıkıntıları aşabilmek için çeşitli imkanlara sahip olacak. Sıfır ya da ikinci el; araç kullanıcısının değerine dokunmayı başaranlar , yetkili satıcılık sisteminde sürekliliğe bir adım daha yaklaşacaklar.
Sektörümüzün içinde bulunduğu ekonomik zorlukların barındırdığı fırsatlar için yola çıkma, sıfır araç ticaretinin daralacağı önümüzdeki günlerde; ikinci el öncelikli olmak üzere alternatif gelir kanallarına hak ettiği önemi verme zamanı. Hedef müşteriyi en iyi anlayan olmak, ihtiyaçlarına ve memnuniyetine daha fazla odaklanmak.